Sunday, 31 January 2010

Craft Fair the 1st

Do you remember Worqshop

It was the first post of 2010 regarding to a new blog from a young Polish blogger who is infinitely supported by me.

Owner of Worqshop, Kasia, carried her scrapbooking and craft love one step forward and took place in a small but elite craft fair in Tunbridge Wells yesterday.

The appearance maybe wasn't a huge success on financial basis but the first (and the hardest) step has taken and I'm looking forward to see the next craft fair. If you show some courage and put your heart in what you're doing, nothing can stop you. 

I congratulate her about her great start and I'm sure next time will be totally awesome!


Some items from the fair:

 
  


I wish the best of luck for Kasia on her new challenge.

fab

all crafty items: kasia
photography: fab

31.01.2010 / sunday / home / TW / 13:15 / radio - the buzz
/ linkin park - crawling
/ no water - thirsty

Tuesday, 19 January 2010

Sandım ki...

Ben hep özel olduğumu sandım.

Düşündüm ki bana hiç bir şey olmazdı, hastalık beni bulmazdı, vücudumun direncine dağlar dayanmazdı, şansım hep yaver giderdi, zekamın önüne kimse geçemezdi ve eğer ben istersem her türlü işi başarırdım sandım.

Sandım ki 100 yaşını görmeden ölmeyeceğim, ölsem de yıllarca yatalak kalmayacağım, 90 yaşında ormanda jogging yapıyor olacağım, herkes yaşlanıp gidecek ama ben baki kalacağım, sandım.

Yaratıcılıkla lütuflandırıldığımı, hünerlerimin görülenle kısıtlandırlamayacağını, her zaman daha fazlası olacağımı, ödüllerle donatılacağımı, insanlığa doğru yolu gösterecek işler yapacağımı, şu an değil ama “çok” yakında büyük bir patlama yapacağımı sandım.

Zekamın sınırlarının olmadığını, herşeye yetenekli olduğumu, tek yapmam gerekenin denemek olduğunu ve arkasından başarının her halükarda geleceğini de sandım.

Ben sandım ki ben alçak gönüllüydüm, kendimi abartmazdım, olandan fazlasıymış sanmazdım, olandan fazlasıymış gibi de göstermezdim ve ukalalık da yapmazdım.

Ben her zaman haklı olduğumu sandım. Haklı olmanın üstün zekanın bir yan getirisi olduğunu, mantıklı düşünebilen bir kaç insandan biri olduğum için bu hakkın bana otomatikmen bahşedildiğini sandım.

Ben çok abartmışım. Aslında ben de sen gibi, o gibiymişim. Normalmişim. Normalmişim ben. Hepimiz normalmişiz. Ama hepimiz normalmişiz deyip de kendimi en azından herkesle aynı seviyede tutmaya da kalkışmamalıymışım. Benim normal olduğumu gösteren, benden üstün insanlar varmış bu dünyada. Üstelik onlar da o kadar özel değillermiş. Asıl koyan da buymuş! Hala hissediyorum ki onlar benden daha özel olmadıkları halde nasıl olur da benden daha başarılı olurlarmış?

Hepimiz normalmişiz.

Ben çoktan anlamıştım hepimizin bir bütünün parçası olduğunu. Yazmıştım bile hakkında. Yazmanın yetenek olduğunu sanarak yazmıştım hatta. Sonra farkettim ki herkes yazıyormuş. Yazmayanda bir bozukluk varmış. Ne kadar marjinaliz değil mi?

Normalmişim ben. Herkesler gibiymişim.

Farkettim ben. Kıçını sıkıp çalışmadan, saatlerce uğraşmadan, tırmalamadan ulaşımazmış başarıya. Başarı bir marjinalmiş, ben başarıyı arkadaşım sanmışım, aslında başarı benim hayali arkadaşımmış, ben onu hep yanımda sanmışım. Başarı aslında televizyonda oynayan bir oyuncuymuş, ben her gün evime geliyor diye onu komşum sanmışım. Dediklerini anlıyorum diye çok yakınız sanmışım. Bir gün başarıya sormuşlar bu kim diye, orada kimse yokmuş. Başarı çok başka yerdeymiş, ben yanılmışım.

Normalmişim.

Şimdi ben öğreniyorum ki çabalamak lazımmış. Hazıra konmakla olmazmış. Bir gün bir adamın şansı yaver gitmiş, adam sanmış başarı onun arkadaşıymış. Ben adammışım, başarı beni tanımazmış.

Marjinalmiş!


Anladım ben. Yerimi öğrendim. Yerler hep değişirmiş, o kadar da zor değilmiş. O kadar da boş değil bu saksı, en azından ne yapacağını anladı. Hayatına baktığın o objektifin kulağını azcık bükseymişsin, “zoom out” yapsaymışsın, anlarmışsın ne mal olduğunu. Ben ileriye “zoom in” yapmışım, ordayım sanmışım, aslında yola bile çıkmamışım.

Başarıymış.


Gördüğünü sandığın şeyi görmekle, gördüğünü sanmak arasında görülmesi zor bir fark varmış ve ben normalmişim olarak gözden kaçırmışım. Gene de biliyorum ki aşılmayacak yol, geçilmeyecek mesafe yokmuş. Sadece diyorum ki seni “aa bu marjinal” deyip kimse omzunda oraya taşımazmış. O dediğin rüya görmekmiş. O yol ya yürünecek, ya uçulacakmış. Uçmak sana kalmış ama yürüsen de olurmuş.

Başarı benim televizyonumda oyuncuymuş.

Televizyonun içinde küçük küçük adamların olmadığını anlamakla olmuyormuş. O zeka değilmiş. Zeka başkaymış, bilgi başka, akıl başka, bilinç başka. Önemli olan fikirmiş. Fikirsiz peynir gemisi yürümezmiş. Fikirsizmişim.

Normalmiş!

18.01.2010 / p.tesi / ev / oda / masa / laptop / 23:57 / radio - RMF chillout (Yulara - Horizon)

Wednesday, 13 January 2010

Hit Me A Book!

Hello everyone!

As a new year resolution, this year I want to read more books but also I want to apart myself from my very percious fantastic fiction stories and read different styles and types. (My precioussss!) The books I should have read long time ago, the books will change my life, the books will make me say "That's how you write a book!".

Why am I saying this here? Because you will tell me what I should read and I will read. At least I will try.

So, I am asking you to leave a comment and tell me what is your favorite book, why I should read and maybe you can even tell why this book is your favorite.

By the way, when I finally finish this list and read all these books I will choose one them as the best of the bests and the person who recommended to me will win my favorite book and I will send via post.

Thank you very much for your contribution;
fab

----------------------Türkçe--------------------------

Herkese merhaba!

Bu yıl için aldığım kararlardan bir tanesi daha fazla kitap okumak ama özellikle kendimi pek kıymetli fantastik kurgu kitaplarımdan ayırıp, değişik stil ve tarzda kitaplar okumak. (Kıymetlimiss!) Çok uzun zaman önce okumuş olmam gereken kitaplar, hayatımı değiştirecek kitaplar, bana "kitap böyle yazılır aq" dedirtecek kitaplar.

Peki ben bunları neden burada zırvalıyorum? Çünkü bana hangi kitapları okuyacağımı sizler söyleyeceksiniz ve ben de okuyacağım. (Valla!) En azından deneyeceğim.

Kısaca sizden bir yorum bırakmanızı ve favori kitabınızı söylemenizi, neden özellikle o kitabı okumam gerektiğini ve eğer dilerseniz bu kitabın neden sizin favori kitabınız olduğunu yazmanızı istiyorum.

Bu arada bana tavsiye edilen bütün kitapları okuduktan sonra aralarından benim için favori olanını seçeceğim ve her kim ki bana o kitabı tavsiye eden, benim favori kitabımı kazanacak ve ben kendisine posta yoluyla göndereceğim.

Katkılarınız için şimdiden teşekkürler;
fab

------------Google Translate--------------

Hello everyone!

Yeni bir yıl çözünürlük gibi, benim çok değerli fantastik kurgu öyküleri dışında kendimden de ben istiyorum daha fazla kitap okumak ve farklı stilleri ve türleri okumak istiyorum bu yıl. (En değerli!) Kitap okumak gerekir uzun zaman önce, kitaplar, kitaplar bana "Bu nasıl bir kitap yazmak söylemek yapar!" Hayatımı değiştirecek.

Neden bunu burada söylüyorum? Çünkü sen ne okumak gerektiğini söyler ve ben okuyacaktır. En azından ben çalışacağız.

Ben bir yorum bırakmak ve ne favori kitap, neden ve okumalısınız belki bile neden bu kitap favori olduğunu söyleyebilirim bana söylemek am asking.

Arada, ne zaman I nihayet bu listeyi tamamlamak ve seçersem tüm bu kitapları okumak bunlardan bests ve bana benim en sevdiğim kitabı kazanacak tavsiye ve posta yoluyla gönderilecek kişinin en iyi şekilde.

Çok katkınız için teşekkür ederiz;
fab

Saturday, 9 January 2010

Christmas and New Years Creativity

This year I had my first proper Christmas thanks to my girlfriend Kasia and our flatmate Graham. As Kasia Polish and Graham English, they wanted to have a perfect first Christmas in our flat and they even offered putting a crescent on the top of our Christmas tree instead of an angel, as Crescent is the sign of Muslim world. Cute! =)

We had a real, living Christmas tree (as the matter of fact, we still have) in the flat although I was against the idea of killing a tree but we solved this problem via having our baby tree in a pot and now we will return itself to the ground soon. I have to say, I kind of like having a real tree in the flat. It looks so good in all these decorations and blue lights. So lovely!

A close shot from our Christmas tree. Owls from Poland, thanks to Jagoda and Mihau (I know it's not the right spelling). You can also see one of our hand made Christmas decorations above.

English Christmas dinner on 25th from Graham. Delicious!

Polish Christmas dinner on Christmas eve from Magdalena. Amazing variety. It has to be at least 12 dishes as it's the tradition. Maybe someone Polish who reads this post might leave a comment and tell us the story.

So, thanks to the seasons spirit, I became more creative with Kasia (mostly I followed and helped her in what she was doing) and I'd like to share part of this creativity with you. It's a bit different than you normally see from me. More real and solid, rather than digital drawings, photography or writing.

I enjoyed a lot. I hope you will as well.

First of all our hand made
Christmas Decorations:

After this delight, now our
Ginger Biscuits:

And finally, my hand made
New Year Cards:

That's it for now. I hope you enjoyed.

I want to say good bye with a picture from our set to show you behind the scene.

Thanks for watching;
fab

photography: fab
xmas decorations: fab & kash
baking ginger biscuits: kash , decorating: fab & kash
new year cards: fab, master: kash


Tuesday, 5 January 2010

Hürriyet Fablamaca'nın İzinde

[Hurriyet is following Fablamaca's foot steps] English readers, please go to the bottom!

Geçtiğimiz günlerde internette yeni yılda yapılan havai fişek gösterilerine dair bir kaç fotoğraf ararken Hürriyet Gazetesi'nin internet sitesinde yer alan "Max Foto Galeri" adında ilginç bir bölümle karşılaştım. "Son 10 Yılın En Yakışıklıları", "Bikiniyi En İyi Taşıyan Kızlar", "En Kusursuz 100 Vücut", "Ruslar İçin Soyundu", "Lindsay Lohan Baştan Çıkarıyor" gibi değişik ve ilgi çekici başlıklar altında fotoğraf koleksiyonları barındıran, güzide bir bölüm.

Bu albümlerden birisi özellikle dikkatimi çekti. 16.12.2009 tarihinde yayınlanan albümün başlığı "Düşük Bel Giyenler" idi! Derhal tıklaya, tıklaya kontrol ettim ve gördüm ki Hürriyet en doğrusunu yapıyor, Fablamaca'nın izinden geliyor!
Yukarıdaki bağlantıya tıklayarak da gözlemleyebileceğiniz üzere 16.12.2009 tarihinde "Düşük Bel Giyenler" ismiyle derlenen koleksiyon, benim şahsen 08.10.2009 tarihinde yayınladığım "Götümüz Açıkta Geziyoruz" isimli fotoğraf koleksiyonumla tamamen aynı konsepti taşımaktadır. Tesadüf işte!

Şaka bir yana, "Götümüz Açıkta Geziyoruz" u beğenenler oldu, beğenmeyenler oldu. Aslında çok da abartılacak bir konu değil, 3-5 çatal fotoğrafı, hepsi bu. Yaptığım çalışmanın doğruluğu, yanlışlığı tartışıladursun, Hürriyet gibi büyük bir gazetenin dahi böyle bir foto albüm sunmuş olması beni hem şaşırttı, hem sevindirdi. Hürriyet beni kopyalamış falan diyor değilim, yanlış anlaşılmasın.

Bu garip tesadüfü sizlerle de paylaşmak istedim. Buyrun, iki çalışmayı da izleyin, yorumlarınızı esirgemeyin.

Tıkla: Düşük Bel Giyenler
Tıkla: Götümüz Açıkta Geziyoruz

Hürriyet, Fablamaca elele!

Saygılar, sevgiler;
fab

-----------------------------------------------

Couple days ago I found a photo gallery called "Max Foto Galeri" in one of Turkey's biggest newspaper's web page.

One of the albums in this web page was called "People Who Wear Hipsters" and ofcourse it immediately drew my attention as I recently published a photo collection about people who wear hipsters! After a little observation I saw 'Hurriyet' did exactly what I had done. Hurriyet is following my foot steps!

As you can see through the link above, the photo album "People Who Wear Hipsters" which published on 16.12.2009 has exactly the same consept with my photo collection "Over Exposed" which was published on 08.10.2009. What are the odds?!

Anyway. What I'm saying is, some people liked "Over Exposed", some didn't. There is nothing to argue about it. However, seeing exactly the same consept I used, being used by one of the biggest newspaper in Turkey was surprising and also delightful. I'm not saying that they copied me, don't get it wrong.

I just wanted to share this funny coincidence with you. You may watch both collections. Please don't hesitate to leave a comment.

Click: People Who Wear Hipsters
Click: Over Exposed

Thanks for reading;
fab

Friday, 1 January 2010

Götümüz Açıkta Geziyoruz Anketi Sonuçlandı

(Results of the Survey of the Best of 'Over Exposed')

Biraz geç de olsa "Götümüz Açıkta Geziyoruz" fotoğraf dizisinin en iyilerini bulmak üzere düzenlediğimiz anket sonuçlarını açıklamaktan onur duymaktayım. (Although it's a little late, I'm honoured to present the results of the survey of the best of 'Over Exposed'.)


Bırakılan 9 yorumun ve anketimize gönderilen 24 oyun yardımlarıyla seçilen serinin en iyi 3 fotoğrafını tekrar beğeninize sunuyorum (Here the best 3 photographs of the collection according the votes):

Üçüncülük (3rd Place): 4 oyla %16'lık bir başarıya imza atan "Cam Güzeli" 6 numara!

(6)
13.07.2009 / 20:12 / Mount Pleasant Road, Tunbridge Wells - Otobüs durağının camdan duvarına "yaslanarak" otobüs bekleyen bir arkadaş.

İkincilik (2nd Place): 6 oy alarak, birinciliği burun farkıyla kaçıran "Tanga Güzeli" 8 numara!

(8)
20.08.2009 / 23:42 / Grassmarket, Edinburgh - Bar çıkışı birşeyler atıştıran bir çift.

Birincilik (1st Place): Son olarak 7 oyla tüm oyların %29'unu kazanan, "Çayır-Çimen Güzeli" 12 numara!

(12)
24.09.2009 / 16:29 / Hyde Park Corner, London - Şu çimenlere şöyle bi seriliverelim hele!

Gönül isterdi ki kendilerini bizzat ödüllendirelim, katılımlarını karşılıksız bırakmayalım ancak onlar sergimizin isimsiz kahramanları. Umuyorum ki hayat onları hakettikleri şekilde mükafatlandıracaktır. (I wish I had a chance to award our models but they're our anonymous heroes. I'm hoping that life will reward them as they deserve.)

İzleyen, oylayan, keyif alan, almayan herkese teşekkürler.
(Thanks to whoever watched, voted, enjoyed or even disliked.)

worQshop by Kasia

Hello everyone.

The first post of new year is going to be a short one. Just to show appreciation and wish the best of luck to an experienced blogger for her brand new and fresh blog: worQshop by Kasia!


It seems like worQshop is going to be a great place to see excellent craft work, smashing scrapbooking products and even just to seek inspiration. I deeply support this young Polish blogger on her new challenge and I'm truly happy that undoubtly she'll find more follower as she started to write in English.

All the best;
fab
Related Posts with Thumbnails