Thursday, 10 December 2009

Bir Garip Bulgu

14.Kasım.2009, Cumartesi. Varşova, Polonya.

Kararan havayla sonlarına yaklaşan fakat henüz bitmeyen gezintimize devam ediyoruz. Sadece üçümüz: Ben, Kasia, Graham. Pilsudski Meydanı'nı ve İsimsiz Savaşçı'nın Naaşı'nı geçip, teorinin tarafımızca ilan edildiği ilk yere, teorimizin kaynağı olan mekana geliyoruz: Metropolitan Binası.

Metropolitan Binası, Varşova

Fikri kafamıza sokan, gün içinde şehirde kendi başına dolanma fırsatı bulan ve elindeki turistik kitapçıktan edindiği bilgilerle bizi aydınlatmak isteyen Graham. Biz Metropolitan Binası'nın iç avlusuna doğru yürürken diyor ki “Bu binanın mimarı, aynı zamanda Londra'daki 'Gherkin'in de mimarıymış. Norman Foster. Bunu söylerken Londra'ya fazlasıyla aşina olan bizim, bahsi geçen 'Gherkin' lakaplı binayı bildiğimizi adı gibi biliyor.

The Gherkin, Londra

Çok geçmeden binanın halka açık iç avlusundaki banklardan birinde oturuyoruz. Bu bina kuş bakışı bakıldığında içine kusursuz bir daire oturtulmuş kabaca bir üçgene benziyor ve biz de bu daire şeklindeki avluya içerden bakıp yorumlar yapıyoruz. Bir kaç kelamın ardından Kasia teoriyi ortaya atıyor: “Sizce Londra'daki 'the Gherkin' bu avluya sığar mıydı?”

Bu soruyla kafamızda şimşekler çakıyor. Beyin fırtınası bu olsa gerek! Gherkin, sözlük anlamıyla bizim kornişon dediğimiz küçük salatalık turşusu. Binanın da asıl adı Swiss Re HQ. Meşhur Swiss Re sigorta firmasının merkez binası. Bina şekil itibariyle (salatalık) seksüel bir objeyi de çağrıştırmıyor değil ve şahsen ben bu Metropolitan Binası'yla tanışmadan çok önce bu yönde yorumlarda bulunmuştum. Biz Metropolitan Binası'nın avlusunda oturur ve etrafımıza bakarken aklımıza şu soru takılıyor: Acaba Metropolitan Binası'nın da mı seksüel bir objeyle ilişkisi var?

Dünya ölçeğinde meşhur iki bina. Biri Londra'daki Swiss Re HQ, biri Varşova'daki Metropolitan Binası. Aralarındaki ilişki, mimarın da aynı olmasıyla oldukça bariz. İnsanın “biri erkek, biri dişi, bunu yapan iki kişi” diye eski tekerlemeyi söyleyesi geliyor! Halen avluda oturuyoruz. İki binanın birbirilerine uyup uymayacaklarını, belki de mimarın satır aralarına gizli bir mesaj sıkıştırdığını, eğer böyle bir durum söz konusuysa bunu herkesin gözünün önünde yaparak ama hiç de çaktırmayarak ne kadar da başarılı bir iş yaptığını tartışıyoruz. Bunu bir de videoyla belgeliyoruz ve o esnada gözümüze avlunun ortasındaki obje takılıyor. Bu sefer şehrin yerlisi olan Kasia bizi aydınlatıyor. Daire şeklindeki, yerle bir, üzerinde delikler olan o objenin aslında zaman zaman özel şovlar yapan bir fıskiye olduğunu öğreniyoruz! Bu durumda Metropolitan Binası kuşbakışı kabaca bir üçgen, ortasında yuvarlak bir delik var ve bu deliğin ortasından su fışkırıyor! Yok artık!

Bizim kafamızda herşey tamam. Norman Foster'ın bu iki binayı kullanarak anlatmak istediği “bariz” birşeyler var. Ancak kanıta ihtiyacımız var. İki binanın boyutlarını karşılaştırmamız gerekiyor. Tatilimiz bitiyor, 15 Kasım'da İngiltere'ye geri dönüyoruz. Graham ödevini yapıyor ve 18 Kasım'da Facebook'una şu iletiyi yapıştırıyor:

"Graham Archbold can confirm that theoretically you could stand the Swiss Re building (Gherkin) inside Warsaw's Biurowiec Metropolitan as the base diameters are 49m and 50m respectively. However, the Gherkin is 56.5m at its widest point so you couldn't insert it in the sense proposed by our Turkish friend. Or at least it would be an un...comfortable fit. Only Norman Foster knows why."

Detaylara inildiğinde teorimizin sonucu şu:

The Gherkin, Londra: Giriş katında 49.3 metrelik çapa sahip olan bu gökdelen, en geniş olduğu 17. katta 56.5 metre çapa ulaşıyor. Yüksekliği 180 metre.

Metropolitan Binası, Varşova: Ortasında bir fıskiye bulunduran daire şeklindeki avlusunun çapı 50 metre olan bu 7 katlı bina kabaca bir üçgeni andırıyor.

Bu durumda Graham'in de daha önce belirttiği üzere The Gherkin, Metropolitan Binası'nın içine gerçekten de oturtulabilir! Gel gör ki binaları birbirileri aralarındaki ölçeğe bağlı kalmak suretiyle yerden bağımsız objeler olarak düşünürsek, The Gherkin'i alıp, Metropolitan'ın (çok afedersiniz) deliğinden geçirmek mümkün olmazdı çünkü orta kısımlarında geniş olan The Gherkin, Metropolitan'a sığmazdı. Bu sonuç açıkçası bana daha da tatmin edici geliyor. Sonuçlar birbirine o kadar yakın ki, insanın “biraz zorlasan girer” diyesi geliyor. İlginç.

Ortaya attığımız bu teori sadece bir varsayımdan ibarettir. Norman Foster İngiltere'de şövalye ilan edilmiş, saygı değer bir mimardır ve yenilikçiliğiyle mimarlık dünyasına bir çok başyapıt kazandırmıştır. Foster and Partners isimli firması 300'den fazla ödül kazanmış ve sayısız projeyi hayata başarıyla geçirmişlerdir. Ortaya attığımız teori saygısızlık etmek için değil, zihnimizin her zaman gördüğümüzden daha fazlası olduğuna inandığından ortaya çıkmıştır.

Gene de bize göre bu iki binanın yapıları ve birbirlerine gösterdikleri uyum fazlasıyla şaibelidir ve bu ilişkinin aslını bilen tek kişi belki de Norman Foster'dır. Bu garip bağıntı belki de İngiltere'nin, 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya'yla olan ilişkilerinin bir sembolüdür. O zamanlar olup biten olaylar silsilesi, 2003-2004 yıllarında ardı ardına tamamlanan bu iki binayla simgesel olarak günümüzde yer bulmuştur. Ne de olsa tarih tekerrürden ibaretmiş.

Belki de o bizim kendi paranoyaklığımızmış.

Saygılar;

Fatih Mıstaçoğlu


Özel Teşekkür:

Kasia Tomaszewska

Graham Archbold


Kaynak:

http://maps.google.com/maps

http://www.hines.com/property/detail.aspx?id=155

http://www.fosterandpartners.com/Projects/1004/Default.aspx

http://www.fosterandpartners.com/Projects/0986/Default.aspx

http://en.wikipedia.org/wiki/Norman_Foster_%28architect%29

http://en.wikipedia.org/wiki/30_St_Mary_Axe

http://skyscraperpage.com/cities/?buildingID=3623

http://www.metropolitan.waw.pl/en/index.php

http://en.wikipedia.org/wiki/Foster_%2B_Partners

www.google.com


Fotoğraflar (gösteriliş sırasıyla):

http://static.panoramio.com/photos/original/19908332.jpg

http://www.grandchauffeurs.com/gherkin.jpg

http://www.pilkington.com/resources/metropolitanoptithermsnoptilamphonsrodekbig.jpg

fab art

2 comments:

benq benq said...

o yeaaa!! (((:
harikaymis!

Dicle Kırmızıtaş said...

zeki insanın hali başka oluyor, güzel bir teori olmuş.

metropolitan binasının biraz dar gelmesiyse adettendir:)

Related Posts with Thumbnails