Wednesday, 21 November 2007

İçimdeki Minibüsçü

Minibüs şoföründen kenarı yırtık 5 YTL’yi değiştirmesini rica ettikten hemen sonra, arkadaki belli ki konuşkan teyzeden “Şoför bey, Tüccar Başı’na gelince haberdar eder misiniz lütfen?” diye ince, tiz, rahatsız edici bir ses yükseldi. Kaptan adeta dalaktan, ciğerden kopup gelen bir “Tabii.” yle karşılık verdi. Belli ki sıkıntılıydı…

“Neyin var bugün kaptan? Sıkıntılı görünüyorsun.” diye sordum içimden.

“N’olsun ki daha?” dedi. “Bak. Belli ki bir yere gidiyorsun. Beyaz keten ceketini giymiş, minibüsüme binip istediğin yere gidiyorsun. Ben olmasam başka araca binip gene de gideceksin. Aslında bana bile ihtiyacın yok.

“Üstelik de bunu tek seferde yapıyorsun. Biniyor ve istediğin yere gidiyorsun. Bense her gün tekrar tekrar bu yolu gidip geliyorum ama hiçbir yere varamıyorum. N’olsun ki daha?” diye cevap verdi ‘içimden’.

“Biz de uğraşıyoruz ama bir yere varamıyoruz kaptan.” diye inanmadığım sözler zırvalayacaktım ki, arkadan irrite teyzenin sesi, sessizliği yardı:

“Bizi haberdar edeceksiniz di mi?”

Kaptan cevap verdi: “Tabii…”

Sonra sigarasını yaktı, bitmeyen yola , sonu gelmeyen viteslerden birini daha taktı, devam etti yola.

Ağzımı bile açamadım…

25.10.2007 / Perşembe / 14:45 / minibüs / not defteri
("İçindeki Çocuk" tan 1 saat sonra...)


resim: fab

5 comments:

Anonymous said...

cok guzel olmu$ =)

Anonymous said...

efkarlandım beyaa.bi uzun malbora yakasım geldi ^)

Anonymous said...

10 numara olmuşş yaw :)

Anonymous said...

çok beyendim,ailecek seni takip ediyoruz :P :)

fab said...

Çok teşekkür ederim efenim. Teveccühünüz.

Pınar'cım, anne babaya selamlar madem. =PP

Related Posts with Thumbnails